Genel
Kıyamete Açılan Kapı, Kabir…
Mezarlık; ziyaret yeri… Huzur ve tefekkür mekânı… İbret iklimi… Sadece gömü alanı değil, öteleri görebilme imkânı…
Mezarlık; ziyaret yeri… Huzur ve tefekkür mekânı… Ä°bret iklimi… Sadece gömü alanı deÄŸil, öteleri görebilme imkânı…
Sükût ehlinin vadisi…
Kıyamete açılan kapı, kabir…
Mezarlık mebde ile meadın, yokluk ile varlığın, fena ile bekanın buluÅŸma moktasıdır…
En içten gözyaÅŸları oraya dökülür…
En içtenlikli dualar oradan yükselir…
Mezarlıklar sükûtun sonbaharı… Nihayetsiz emellerin gün batımı… Baharı mahÅŸer sabahı… Ä°srafil'in sorunu bekleyen bir sessizlik yurdudur mezarlık…
Saf saf duran mezar taÅŸları cemaatle namaza durmuÅŸ bir kıyamı çaÄŸrıştırıyor…
Ä°kaz edici kitabelerini okuya okuya sonsuzluk yurdunun kapısına dokunuveriyorsunuz…
Hayatın hemen yanıbaşında duran mezarlıklar bu açıdan bir romantizme deÄŸil, aÅŸkın bir hayata çaÄŸrı yapıyor…
Mezar taÅŸları yerin altından gelen mesajları gündemimize taşıyor…
Hayatın merkezinde olan mezarlar aynı zamanda manaya hicretin de mekanı idiler… Onlara selam verirdik, onların da selamlarımızı aldıklarını hissederdik…
Mezarlıklar ötelerden kokular bize taşırdı… Åžimdilerde o kokuların yerini korkular aldı… Oralar korku galerisine dönüştü…
Kadim ÅŸehirlerimiz mezarlıkları, mezarlıklarımız da ÅŸehirlerimizi kucaklardı…
Beton kütlelerin istilasına uÄŸrayan kentler de, mezarlar ÅŸehri terketti… Kentler pagan kültürün etkisine terkedildi… Mezarlık ÅŸehri, ÅŸehirde mezarlığı unuttu… Åžehrin kokusu, dokusu deÄŸiÅŸti…
Kabristan kültürü yok edilince ÅŸehrin kâbusu ve kaosu arttı… Medeniyet idrakimizin tezahürü olan mezarlıkları hayatın dışına ittikçe, ilgi alanlarımız deÄŸiÅŸti…
Åžehrin mimarisinde mezara yer yok… Ölümü sümen altı eden insanın savruluÅŸuna tanıklık ediyoruz… Ölümü oldu bittiye getirmeye çalışırken çamurlaÅŸan insanın sefaleti günbe gün artıyor…
YaÅŸam alanları, eÄŸlence mekânları, alışveriÅŸ merkezleri, yeÅŸil alanları derken, insanoÄŸlu devasa gökdelenlerin gölgesinde hiç ölmeyecekleri üzerine hesap yapıyorlar…
Hiç ölmeyecekmiÅŸ gibi yaÅŸayanlar, hiç ölmeyecekmiÅŸ gibi tüketiyorlar…
Ölüm tekrar tekrar hayatın altını çizerken biz ondan koÅŸarak hayatın üstünü çizdiÄŸimizi unutuyoruz…
Topraktan geldik betona gömülüyoruz. Mezarlar mermer tarlasına dönüştü… Beyaz mermer blokların kalitesi yerin altında olanları bile sınıflaÅŸmaya tabi tutmanın yansıması oluveriyor…
Ey ehli gururu, ehli kuburdan ne bahar?
Hedonizme yenik düşenlerin, “Haydi mezarlığa” demeleri gerekmiyormu?
Lezzetleri kesen ölümü hatırlama vakti…
Hani biz ölülerimizle birlikte yaşayacaktık?
Ölümü huÅŸu ile hayatımızın içine almak ve mürebbiyesi ölüm olan nesiller yetiÅŸtirmek bize düşer…
Ölümün ve hayatın sahibi olan Allah (cc), ölümden diriyi direden ölüyü çıkarır…
Belki ölümü tefekkür ettikçe dirileceÄŸiz… Ä°ÅŸte o zaman kaldırılan her cenazede kendi tabutunu taşıyan, kazılan her mezara kendini gömen kamil insanlarımız olacak…
AÅŸkınlık bunu gerektiriyor…
Ah! Bunu bir bilebilsek…
Malum bizim derdimiz; türbecilik, yatırcılık, ziyaretçilik deÄŸil, ölüm üzerinden Allah'a yakın durmaktır…
Henüz yorum yapılmamış.